Karşılaşmanın Anatomisine Baktığında Şekil Olarak 82 Yılındaki Eskişehir Maçına Benziyor Biraz Sonra Oynayacağımız Alanya Maçı;
Yenersek şampiyon oluyorduk 15 sene sonra
Eskişehir yense kümede kalıyordu....
Yendik... Eskişehir düştü...
Şimdi ise Avrupa'ya gitmek için kalan her maçını kazanmak zorunda olan bir Beşiktaş,
Beşiktaş'ı yenerse kümede kalması büyük ölçüde garanti olacak Alanya...
Yoksa azap gülleri!!!
Anneannesnin vefatından dolayı sahada olmayan Gedson'a başsağlığı dileyip maça geçelim...
Alanyalıların topu soğutup soğutup oyuna sokmaya çalışmaları insanı ne kadar irite ediyorsa Beşiktaş'ın da o uyku moduna ayak uydurması sıkıntı vericiydi...
Hekimoğlu ile Ciro aynı karede çift santrafor oynuyormuşuz hissi verse de Hekimoğlu sağ tarafı kullandığından o lüksü kaybediyorduk!!!
Buruşturup çöpe atılan bir yarım saat var ...
Bireysel yetenek katkısı sıfır
Oynadığımız oyun kuru... Oyun planı zayıf...
Çok top kaybı var ve arka taraf hep boş...
Ve kaçınılmaz son... 1-0
İkinci yarıya çıldırtan bir yan pas trafiğiyle başladık...
Bitmez yan paslardan sonra ilk yediğimiz hızlı atakta iki oluyordu tabela...
Sorumluluk alan topçu sorunsalı büyüyerek devam etmekte...
Ne hızlı bindiren var ne çabuk indiren...
Orta sahada o kadar çok vakit kaybediyoruz ki bu alıp vermelerden, rakip ceza sahasına iskemle koyup kahve söylese yeridir....
Hızlı dedik Arroyo, Semih, Muçi aynı 11'e denk geldi 60'tan sonra...
İşte o Muçi'nin iki bayıltan sprintinden sonra üçüncü toplu deparı ve pası Rafa eliyle (!) ağlara ulaştı 1-1
Golden hemen sonra "ver narkozu bayılt" sahneli bir pozisyon yaşadık... Keny aktı geçti çıkarttı Muçi yetişse "erik dalı gevrektir" oynayacağız, olmadı...
80'den sonra Alanya'nın yalandan yere yatmalarını seyrettik... Hoş hakem de seyrediyor bu sahneleri, şaka gibi...
Ancak her yere düşene düdük çal sen...
Ve sen Mehmet Türkmen denen hakem bu maçtan sonra istifa et...
Beşiktaş'ın attığı tertemiz golü uyduruk bir sebeple geçerli saymayan bir zihniyetin futbol sahasında işi olamaz...
Akşam
