Gökhan, Quaresma Gomez ve Cenk'le risk alsa kazanacak
Beşiktaş'ın kadrosu kısıtlı, Fenerbahçe ve Galatasaray'ınki 'zengin' deniyor. Bu hafta Beşiktaş'ın ilk 11'den sonra oyuna giren futbolcuları; Gökhan Töre, Kerim Frei, Cenk Tosun... Galatasaray'ın oyuna girenleri; Olcan Adın, Sinan, Rodriguez. Bir G.Saraylı olarak bire bir değişmeye razıyım! Kulübede oturanlara bakıyorum; Serdar, Miloseviç, Motta.. Galatasaray'a bakıyorum; Tarık, Bilal ve Umut...Tarık hiç oynamamış, Bilal ve Umut da Hamza hocanın kovulma sebebi... Kimin kadrosu daha zengin? F.Bahçe'nin kadrosu iki 11 yapar, birisi 1. diğeri 2. olur! Maç öncesi Türkiye'nin en az gol yiyen ama en az hücum eden takımına karşı kendi sahanda lig lideri olarak sahaya çıkıyorsun. Ve bütün maç boyu gelişmelerde gösteriyor ki bugüne kadarki Akhisar tablosu aynen sahada. Bütün bir maç boyunca 5 tane hücum yapmış bu takım!
Faule sığınan takım cezasını çekmeli
Kendi sahasında lider Beşiktaş; önce savunmayı düşünen bir takımla sahaya çıkarsa o takımın hocasına şaşarım. Çünkü Beşiktaş'ın elinde Türkiye'nin en iyi hücum silahları var. Quaresma ve Gökhan... Fener'in elinde yok! G.Saray'da hiç yok! İki santrfor Cenk ve Gomez'e kimse laf söyleyemez. Bunların arkasında oynayacak olan Olcay ve Oğuzhan fevkalade gol adamları... Zaten kadro "Hücum takımıyım" diye bağırılyor. Karşında da kendi sahasına gömülmüş araya pas atabilirse gidesbilen bir rakip var. Böyle bir maç. Bir de şu faullere bir bakın 21'e 10! Bu futbolumuzun en kötü adeti. Hakemlerimizin yüzünden. Sarı kart göstermesi için bir futbolcunun ille ayağını kırması ya da beline sarılması, ya da formasından çekmesi gerekmez! Bir takım rakibi oynatmamak için faul yapıyorsa hakem bir defa uyarır, sonra kartı gösterir. Çünkü kimse faul izlemeye gelmiyor, futbol izlemek istiyor. 21 faule, şu Akhisar'ın oynadığı hücumu düşünmeyen futbola rağmen, Beşiktaş Akhisar'ı en azından 5 tane atacak kadar domine etti maçta! Ben Galatasaraylı olarak söylüyorum. Bu maçı Akhisar'ın kazanmış görünen bir skorla sona ermesi futbolda şansın tavana vurmasıdır. Bu şansın unsurları var; Beşiktaş çok kötü şutlar attı. Akhisar kalecisi harika kurtarışlar yaptı. Tolga eline gelen iki topu yerken. İkisinin de yenip yenmeyeceği tartışılır! Bütün bunlara rağmen bu maç Beşiktaş'ın maçı. Ne yaparsak yapalım sonuçta bu tabela üzerine konuşmak zorunda kalıyoruz.
Yeterince hücum oynatmadı
Güneş'e karşı eleştirim; yeterince hücum oynamayışı. Yeterince savunma yapmayışı değil. Bu Akhisar'a karşı savunma yapmaya gerek yok. Ben olsam maça 4 forvetle başlardım. İki kanatta iki canavar adam; Gökhan ile Quarezma, ortada da Gomez ile Cenk Tosun... Ben öyle oynardım. Şimdi gelelim ikinci duruma; devre 2-0 bitmiş Akhisar'a karşı 2-0 mağlupsun ve iki kez gelmiş Akhisar kalene. İkinci devre sen oyuna başlarkenbir takım riskleri alamıyorsan mesela ikinci bir santrforu Cenk Tosun'u oyuna alamıyorsan, mesela kanat adamı Gökhan Töre'yi oynatmıyorsan sen zaten hoca değilsin!
Sen ne zaman risk alacaksın derler!
Maçın başında bunları konuşmak başka birşey ama 2-0 mağlupsun. Kendi sahandasın, karşında hücuma çıkmayan bir takım var. Sen hâlâ risk almıyorsan "Sen ne zaman risk alacaksın be adam?" demezler mi? 2. devrede Güneş'in yaptığı bütün değişiklikler risk alma üzerine kurulu. Bana kalırsa Cenk Tosun'u tam zamanında aldı, Gökhan Töre 'de gecikti. Gökhan'ı da 2. yarı ile birlikte oyuna sokmalıydı. Yani soyunma odasında Gökhan'lı, Cenk'li yeni bir dörtlü bir forvetin taktiğini takımına anlatıp ikinci yarıya takımın o bilinçle sahaya çıkmasını sağlamalıydı. 63'te oyuna giren Cenk ile takımın ne yapacağı çünkü belli!
Dünya Şampiyonluğu'nu kaçırdık
Şenol Güneş benim istediğim kadar yürekli bir hoca değil. Bunu dediğim için mahkemeye verdi ve kazandı da. Dünya Kupası'nda biz Dünya 3.sü olmadık. "Biz Şenol Güneş'in korkaklığı yüzünden Dünya Şampiyonluğu'nu kaptırdık" dedim. İki Brezilya maçına da Güneş 1-0'a razı olup takımına kazandıracak hamleleri yapmadı! Kupa maçı bu! 1-0'da yenilsen eleniyorsun 4-0'da. 2001'in kasım ayında Türkiye finallere kaldığı zaman benim köşemdeki manşet şuydu "Bu takım dünya Şampiyonu olur" Bizim takım iyi de Dünya futbolu dökülüyordu. Yani oynanmış en talihsiz Dünya Kupası'dır 2002. Her takımın her takımı yenebileceği bir dünya kupasıydı. (Arjantin ile Fransa ilk turda elendi) Ama Şenol Güneş aklından geçirmedi şampiyonluğu. Beşiktaş'ta da aşağı yukarı aynı kafayla gidiyor. Beşiktaş 1-0 öne geçiyor hemen Necip oyuna giriyor! 1-0 ile maç kitlenmez. Bak 28 tane şut atmış. 28 şut demek en azından 50 akın yapmak demek. Her akın şutla bitmez çünkü! (61 orta var ceza sahasına, 30'unu Quaresma yapmış) Bu maçın hepsi rakip kalede oynanmış! Beşiktaş tek kale antrenman maçına çıkmış!
Şenol Güneş, Beşiktaş'ı çok tuttu
Şenol'un iki yanlışı var; 1- Jokeyler vardır ya atı hep tutarak, dizginleyerek giderler ya. Güneş, Beşiktaş'ı çok tutuyor. 2- Konuşmalarıyla futbolcularına güven vermesi gereken bir hocayken tam tersini yapıyor. Beşiktaş'ta oynayan hiç bir futbolcu; kaleciden başlayarak kendisine güvenmiyor Şenol Güneş'in sözleri yüzünden... "Efendim benim için seçilmiş adam yoktur, iyi oynayan formayı giyer!" Bunu söylemeye lüzum yok. Bizim mahalle takımında bile bilirlerdi takımın kaptanı kim iyi olursa o olurdu. Ben hayat boyu iyi olmadığım için ya kaleci oynatırlardı ya da kenarda dururdum! Bunu söylemeye lüzum yok. Kim iyi ise o oynatılır!
Korkarak vurulan toptan hayır yok!
Şu psikoloji vardır; (bunu ısrarla söylüyorum) Kendisine ve hocasına güvenmeyen futbolcu korkak oynar. Korkak vurulan toptan hayır gelmez. Orta da yapsan hayır gelmez, ara pası da atsan hayır gelmez. Ya rakibe atarsam? Ya rakibe atarsam dediğin zaman garantili pas atarsın, geriye! Galatasaraylı futbolcular gibi. İleriye atmak için riski göze almak zorundasın. Riski göze almazsan başarılı futbol oynayamazsın. Her hangi bir oyunu adı "Game" olan riski göze almazsan, kumar dahil hiçbir oyunu oynayamazsın! Skora göre de riski alma oranın büyür. 2-0 mağlupsan çok riski göze alırsın. Ama sana 1 puan yetiyorsa maç da 0-0 gidiyorsa sıfır riskle oynamaya gayret edersin. Ama gene de kafanda 1-0 yapmak olsun ki uzatma dakikalarında bir kaza golüne teslim olma!
Herşeye rağmen en iyisi Gomez
Şimdi Şenol Güneş konuşmalarıyla futbolcularını risksiz oynamaya yöneltiyor. Gomez dahil "Benim yerim garanti" diyen yok. Form diye bir laf var. Niye var? Çünkü dünya üzerinde atıcısından kürekçisine sene boyunca aynı formu sürdürmesi mümkün değil. Bu nedenle de zaten futbolcular da sporcular da hedef aylarına kendini ayarlarlar, formlarını. Antrenörler de! Beşiktaş'ın Avrupa Ligi'nde yürüdüğü ve Lig'de yürüdüğü maçlarda kafasında bir eğri vardır. Kasım'da şu noktaya çıkacağız, Aralık'ta şu noktaya geleceğiz diye! Bir form grafiği oluştururlar kafalarında. Dünyanın en iyi forvetlerinden üçü Türkiye'de şu an. Van Persie, Gomez ve Podolski. Herşeye rağmen en iyisi kim? Gomez!
Kendini Cenk Tosun'un yerine koy
Şimdi Şenol Güneş'in oyuncularına bireysel olarak sahiplenmesi ve futbolcularına bunu ifade etmesi lazım. Elini masaya vurarak "En iyileri bende" demesi lazım. Ben Galatasaraylı Hıncal Uluç, "Türkiye'nin en iyi forvetleri Beşiktaş'ta" diyorum Güneş'ten bunu duyan var mı şu ana akadar? Aksi anlama gelen 50 tane demecini söyleyim size. Quaresma'yı eleştiren, Gökhan'ı Cenk Tosun'u eleştiren... Adam iki gol atıp Avrupa Ligi'nde Beşiktaş'a maç kazandırmış "Daha az hata yaparsa daha çok oynar" diyor. Bu mudur? Kendini Cenk Tosun'un yerine koy. Ve bunun arkasından da Beşiktaş'ın ilk maçında da kadroda yok! Şimdi o Cenk Tosun'dan hayır bekle! Bana sorarsan Beşiktaş'ın hocalığı için eksiği çok. Takım hocası değil, hâlâ olamadı. Psikolojik hazırlığı hâlâ yapamıyor.
Fotomaç
