Kayseri maçının zor geçeceği belliydi, zorlu bir 90 dakika izlemenin yanında bu sezon ligin en keyif veren maçlarından birine tanık olduk.
2.yarı başlarken ligin dibine demir atmış bir takım devralan Sergen Yalçın ve Manager Reşat Çağan kısa süre içerisinde yeni bir takım yaratmayı başardılar.
Kayseri bu yıl Beşiktaş dışındaki şampiyonluk kovalayan tüm takımları yenmeyi başardı. Beşiktaş ile Arena atmosferinde oynamanın zorluk derecesini düşündüğümüzde bu maçtan kazandıkları 1 puanın önemi daha iyi anlaşılmış olur.
Sergen Yalçın Beşiktaş’ı durdurmaya çalışarak puan alınamayacağını, kendi oyununu oynayarak başı dik ayrılabileceğini bilerek doğru bir strateji ile sahaya sürdü takımını. Nitekim bu plan doğruydu ,iki takım da futbol oynamak üzere kurgulanınca ligin seyir zevki en yüksek maçlarından birini izlemiş olduk.
MAÇIN HAKKI BERABERLİKTİ
Beşiktaş bu kritik eşiği kayıpsız geçseydi ,arkadan gelenler umutlarını biraz daha kaybedecekti, şimdi yeniden plan yapacaklardır. Bu yayıncı kuruluş ve TFF’nin de istediği bir şeydi ,oldu.
Hakem Cüneyt Çakır uzun zaman sonra ilk kez bir Beşiktaş maçını eline yüzüne bulaştırmadan tamamladı.
Kayseri herkesin öldü gözüyle baktığı bir takımdı ,başta Varela olmak üzere eksikler doğru tespit edilip parçalar yerli yerine oturunca takım çalışmaya başladı ,tabii ki iyi bir usta ile birlikte …
Beşiktaş geriye düştüğü maçtan beraberlikle ayrılmasını bildi, lakin bu maç bazı eksikleri daha iyi görmemizi sağladı.
BEŞİKTAŞIN EKSİK YANLARI
Beşiktaş taraftarının bir kısmına bir haller olmaya başladı, futbol hayatının 2. Baharını yaşayan ve takımın hücum yükünün minimum %55’ini tek başına sırtlamış olan ve başka bir takımda oynarken görse keşke bizde olsa diyeceği Q7 için inanılmaz sözler sarf etmeyi iş zannediyorlar.
Geçen haftaki yazıda Rize maçının son 30 dakikasını Q7 olmadan oynadığımızdaki durumu gördüğümüzü önümüzdeki Kayseri maçında kimin doğru olduğunun daha net anlaşılabileceğini belirtmiştim.
Bir kez daha anlaşılmış oldu ki, Q7 bu takımın en önemli parçası ve bu parça eksik oldu mu bu makine düzgün çalışmıyor
Bir diğer hakikati daha görmüş olduk bu arada; Marcelo olmadan defans bir hiç. Tosiç varlık içinde yokluktan bu takımın göbeğine monteli. Beşiktaş’ın defan zafiyeti en çok da korkusuzca kendi oyununu oynama cesareti gösteren takımlar karşısında ortaya çıkıyor. Aksi takdirde Beşiktaş kendi oyun sistemini kabul ettirdiği ve golü erken bulduğu takdirde zaten makina tıkır tıkır işliyor.
Kaça alındı bu fiyatı eder mi etmez mi tartışmaları bir yana, Mitroviç Şenol Hoca’nın tarif ettiği adam değil. Marcelo çıktıktan sonra Mitroviç’in girmesiyle sanki Beşiktaş defansının ortasına saatli bir el bombası bırakılmış gibiydi. Ayrıca takımdak mevcut Rodolfo’dan eksiği var artısı yok.
Oğuzhan, devamlılık ve oyun istikrarını daha yukarılara taşımak zorunda. Aboubakar kenarda değil ortada daha verimli, Babel kendi tecrübesi ve ortalama performansının altında .Talisca da beklentilerin uzağında kalınca Beşiktaş kendi kendini kilitleyen bir mekanizmaya dönüşüyor. Açılması için harcanan zaman da çöpe gidiyor.
Kayseri maçında oynanan futbol Avrupa kupası maçında turu zora sokar. Ancak ,Beşiktaş bu maçı daha üst düzey bir konsantrasyonla oynadığı takdirde Kayseri maçındaki kadar zorlanmayacaktır, çünkü G.Gönül ve Q7’nin dönmesi ile makine tekrar eskisi gibi çalışmaya başlayacaktır.
KENETLENMEK ZAMANI
Her şey toz pembe değil, eğer rehavet havası hakim olursa işler zorlaşabilir. Şenol Güneş gibi bir tecrübe buna müsaade etmez lakin , sadece bu yeterli olmaz ,camianın da taraftar yönetim ve medyasıyla birlikte bir ve beraber olması şart.
Türkiye’de son zamanlarda yegane iyi giden şey Beşiktaş; lütfen bozgunculara ve bozulmasına fırsat vermeyelim. Çünkü bu morale tüm ülkenin ihtiyacı var….
DUYDUK MU?
