15. dakikadan sonra Letonya'nın dengeyi kurduğu görüldü. Letonya sahasında oynanan maç, Türkiye sahasına da gelir oldu. Pozisyon olarak çok önemli değildi. Ardından Türkiye'nin üst üste iki şutu Letonya kalecisi Vanins'in yumruklarından dönüyordu.
Letonya zaman zaman sert fauller yapsa da, İsveçli hakem pek de oralı olmadı.
Türkiye tempoyu yükseltti ama karşılığını bulamadı.
Burak Yılmaz'ın sırtı dönük oyun oynama, verkaçta başarısız olması sıkıntıya neden oldu ama asıl sorun bu kadar pozisyonda Türkiye'nin tek golünün olmamasıydı. Sağ kanatta Ozan Tufan idare modundaydı, Caner'den beklenen orta pas niteliğindeki asistler gelmedi. Volkan Şen etkiliydi ama dediğimiz gibi çok kaçırdı. Arda Turan'ın maç temposu düşük ama klası yüksekti.
İyiye işaret, ilk yarının yıldızı tabi ki Letonya kalecisi Vanins idi.
İlk yarı Burak'ın kaçırdığı pozisyonla başladı aslında... İlk 10 dakikada öyle bitti. Umut'un Volkan'ın yerine girişiyle Fatih Terim, önde basmaya devam diyordu.
Şener'in Gökhan'ın yerine girişi de, Fatih Terim'in oyuncularına "sağ kanatı da verimli çalıştıralım" mesajı veriyordu. Kaleye şutlar yine "muhtemelen" hayatının maçını oynayan Letonya kalecisinin yumruklarından dönüyordu.
Burak, Ozan, Umut, Hakan kaçan goller sıraya girdi. Maçın özeti uzadıkça uzadı.Gol olmadı.
Belki de maçı değiştiren dakika Hakan Balta'nın gol çizgisinden çıkardığı iki pozisyondu. Çok kritik pozisyonlardı.
4 dakika sonra Selçuk'un füzesi geldi. Çok iyi vurdu, Letonya "etten duvarı" bu kez Letonya Kalecisi Vanins'in görüşünü engelledi. Beklenen gol geldi.
Gol sonrası Türkiye "idare modu"na geçti. Mehmet Topal da, olası bir Letonya kontra atağına karşı alınmış bir önlemdi.
Ancak tüm Türkiye 90. dakikada şoku beraberinde getirdi. Seken top, Letonyalı oyuncunun ceza sahasının hemen dışından vurduğu şutla kale direğinin içinden geçiyordu.
Özetle 1-0 olsun, bizim olsun tutmadı. Letonya bir şekilde golü buldu.
Ama ümitler bitmiş değil, Çünkü Hollanda İzlanda'ya yenildi. Eğer Hollanda'yı kendi sahamızda yenersek...
CNN
