Uzun Bir Aradan Sonra İki, Üç Kelime Karalayıp Düşüncelerimi Aktarmak İstedim;
Bu fırsatı veren dostum, kardeşim Hakan Bey'e çok teşekkür ederim. Camiamız yaşanan başarısız ve kupadan şampiyonluktan uzak bir sezondan sonra tam bir kaos yaşıyor.
Tabii biz renklere ve camiamıza olan sevdamızdan dolayı çok üzülüyoruz, mutsuzuz.
Peki üzülüyoruz da ders çıkarıyor muyuz? Hayır…
En büyük korkum bu durumdan menfaat edinen kişilerin hep oralarda olmalarıdır.
Arkalarından konuşup durdukları kişilerle, eski başkan ve kurul üyeleri ile sarmaş dolaş mutluluk pozları veriyorlar.
Hiç kimse BEŞİKTAŞK'ımızı dert edinmiyor.
BEŞİKTAŞK'ımızı dert etmeyen üyelerin her hangi bir kurul veya yönetime başkanlığa aday olması da ayrı vahim bir durum. Neyin peşindeler acaba…???
Aday olanlar öyle güzel hazırlanıyor ki temiz düşünce ve duygularla onları destekleyen kongre üye arkadaşlarımızı, BENDE DAHİL uyutup işlerini görüyorlar ???
Bu Yönde Biz Kongre Üyelerine Çok Önemli Bir Görev Düşüyor!
Aday kim olursa olsun, derinlemesine araştırıp yönetmeye program proje ve ekip olarak konuşlanmış kulübün sorunlarını ve aksaklıklarını bilen ama gerçekten bilen kadroları desteklemeleridir.
Camia da saygı kendini zorluyor, sevgi zaten bitmiş. Halimiz zannedersiniz ki dert bitti, murat üstü her şey dört dörtlük...
Tüm dileğim bizi uzun yıllardır yöneten kadroların kurullarda biz üyelere tüm gerçekleri açıklayıp camianın arınmasını sağlamalarıdır.
Bana düşen bir pay varsa çıkar hepsini söylerim ama duyumları değil raporları, şahitli yaşananları gerçekleri...
Sevgili renktaşlarım; önümüzdeki mali kuruldan önce şapkayı önümüze koyalım.
Son yıllarda yaşananları bir akıl süzgecinden geçirelim.
Camiamız için çok önemli kararları destek vererek veya ret ederek hep birlikte alalım bindirilmiş gruplarda üye olan arkadaşlarında, fert olarak çok kıymetli olduklarının farkındalığına erişmelerini umut ederim.
HAK EDENE, HAKKINI VE HADDİNİ BİLDİRMENİN ZAMANI GEÇTİ.
Bir hatalı kelam ettiysem affetmeniz dileği ile. EN BÜYÜK BEŞİKTAŞ...
