Kulüplerin Malî Yapısı Makyajla Düzelmez

Atık Keçeci yazdı
Haberin yayılanma tarihi:29 Ocak 2015, Perşembe

UEFA malî kriterleri bu sezon uygulanmaya başlıyor.

Kulüplerimizin her konuda olduğu gibi “Bize bir şey olmaz.” mantığıyla hareket etmesi, başlarına gelecek zararı yakın gelecekte görme ihtimalini yükseltiyor. “Finansal duruma makyaj yapılmasa takımlarımız Avrupa kupalarına katılamaz.” diyen Futbol Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ’a, “Günaydın.” demek gerekir. Bu açıklama Maliye Bakanlığı’nı, SPK’yı harekete geçirmeli.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Sayın Yıldırım Demirören’in gündeme getirdiği UEFA Finansal Fair Play (FFP) kuralları 2014-2105 sezonunda devreye girecek ve yaptırımları uygulanmaya başlayacak. Birçok kulübümüz mali yapılarını sağlıklı hale getirmediği takdirde zarara uğrayacağı ikazları da biliniyor. Hatta Demirören, bu konuda engin bilgi ve tecrübeye sahip Hüsnü Güreli üstattan TFF’ye yardımcı olması için ricada bulunmuş, o da kabul ederek kolları sıvamıştı.

Tabii bu arada UEFA’da özellikle takip altındaki kulüpleri, merkez ofislerine brif almak üzere davet edip görüşmeler yapmakta. Mali takip sürecinde Türkiye’de de faaliyet gösteren uluslararası denetim şirketleri görevlendirmekte. Son olarak Beşiktaş Futbol AŞ’nin kontrollerini yapmak üzere Price Waterhouse Coopers isimli şirket, Beşiktaş Derneği’ne ait binada kiracı olduklarından ötürü denetim yapmalarının uygun olmayacağını UEFA’ya bildirmişti. Denetimler bu kadar hassas.

FFP kurallarının en önemlisi Break-Even (başa baş) yani gelir –giderlerinin dengede tutulması zorunluluğu. Kulüplerin gelir–gider farkları ve dönemsel zararlarının üst limitleri tespit edilip ilan edilmişti. Kulüplerimizin her konuda olduğu gibi “bize bir şey olmaz” mantığı ile hareket etmeleri başlarına gelecek zararı yakın gelecekte görme ihtimalini yükseltiyor.

Son iki sezonda toplam 45 milyon Euro zarar eden Futbol AŞ’ler hakkında yaptırım UEFA organizasyonlarına katılmamadan başlamaktadır. 2014-2105 sezonunun ilk uygulama yılı olması nedeniyle iki istisna hükmü var.

1- İlgili AŞ’nin başa baş rakamlarında zarar yönünde bir düzelme görülüyorsa başka bir deyimle zararda düşme var ise…

2- Üç sezon öncesinde imzalanan futbolcu sözleşmelerinden kaynaklanan ödemeler 2014-2015 mali döneminde zarara yol açıyorlarsa, 2014-2015 sezonunda yaptırımdan kurtulabiliyorlar.

Yani mali kriterlerin değerlendirilmesinde son üç sezonun toplam rakamlarına bakılıyor. Son üç sezon 2011-2012, 12-13, 13-14 bilançolarında toplam zarar 45+5 milyon Euro’yu aşmayacak. Eğer ortaklar bu zararı nakden sermaye olarak koymuşlarsa ve 2014-2015 mali yılında zarar yoksa yaptırım uygulanmayacak.

 UEFA Mali Fair kriterlerine göre gelirler asıl faaliyetlerden (bilet, naklen yayın, makul sponsorluk, futbolcu satış geliri vs.) elde edilenler olmalı. FFP’nin önemli bir uygulaması da gösterge ihlalleridir. Kulüpler, yönetimsel giderlerini konusunda 4 adet risk göstergesine göre değerlendirmeye tabi tutuluyor. İhlal tespit edilmesi halinde ek bilgiler isteniyor ve sonrasında detaylı inceleme başlıyor.

Bahse konu 4 göstergeye gelelim…

a- İşletmenin devamlılığı konusundaki denetçi raporlarının özellikle şartlı görüşleri, b- Eksi özsermaye c- Başa baş açığı d- Gecikmiş ödemeler (Teknik direktörlere, futbolculara, diğer kulüplere, vergi ve sosyal güvenlik kurumlarına) Bunlara ek olarak, çalışanlara ödenen ücretler, gelirlerin % 70’inden fazla ise, şirketin net borcu gelirlerinin % 100’ünü aşıyorsa UEFA’dan kaçışı yok.

Devlet de sorumlu

Durum bu hale 3 gün önce gelmedi. Kulüplerin bu duruma düşmesine devlet de çanak tuttu. Getirilen vergi afları, yeniden yapılandırmalar, SPK’nın halka açık spor kulüplerinin ana sermayedar oldukları şirketlere diğer firmalar gibi daha etkili denetim uygulamayıp müsamahakar davranılması, 4 büyük kulübe ait AŞ’lerin son sermaye artırımlarındaki mevzuat dışı hoşgörüyle bu noktaya gelindi.

Daha fazla dayanamayıp “Finansal yapıya makyaj yapılmazsa kulüplerimiz UEFA’ya katılamaz.” diyen Futbol Vakfı Başkanı Göksel Gümüşdağ’a “Günaydın.” demek gerekir. Bu açıklama Maliye Bakanlığı’nı, SPK’yı harekete geçirmelidir. Maliye Bakanlığı, vergi borçlarının yapılandırılmasında durum nedir, düzenli ödeme yapılıyor mu?, FFP için gerekli temiz kâğıdı hangi şartlarda verilmektedir?, Kulüp başkanlarının şahsi kefaletlerinin mevzuat içerisinde yeri var mıdır? Diğer piyasa şirketlerine aynı uygulama yapılmakta mıdır? gibi sorular uzuyor.

SPK da özellikle özsermaye oranlarının yasal seviyesini irdelemelidir. Futbol AŞ’lerdeki azınlık hisselerini korumakla sorumlu bağımsız üyelerin etkisizliği görülmeli ve gereken uyarılar yapılmalıdır. Futbol AŞ’ler de yönetim kurulu üyesi olmayıp yetkilendirilen kişiler sorumluluk taşımıyor. Bunun için de AŞ’yi özellikle aşırı transfer harcamalarıyla borç altına sokmaktan çekinilmiyor.

Sermaye artırımlarında ana sermayedarın iştirakinin nakden olması şartı fiktif işlemlerle aşılmakta mıdır? Bundan azınlık hisse sahipleri sermaye artırımına katılım için nakden ödeme yapması zorunluluğu bir eşitsizlik değil midir?

Bütün bunlar ortadayken, hiçbir iş yapmayıp sadece beyanat vermek kulüplerimizi UEFA yaptırımlarından kurtarmaz. Herkes aklını başına alıp daha da vakit kaybetmeden üzerine düşeni yapmalıdır. Bu konuda Sayın Hüsnü Güreli bir şanstır, öngörülerine önem verilmelidir. Bence işe mensubu olduğu Beşiktaş Futbol AŞ’den başlamalı, dolayısıyla tavsiyeleri diğer kulüplere de örnek teşkil etmelidir.

Zaman

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

4 + 5 = ?

 




En Son Haberler
haber yazılımı: buki