Tek Sorun Avcı Değil!

Cem DİZDAR yazdı...
Haberin yayılanma tarihi:24 Ocak 2020, Cuma

"Futbolun Gerisinde Kaldılar"

1) Erzurumspor karşısında kupadan elenen Beşiktaş’ta fatura Abdullah Avcı’ya kesildi. Tek suçlu o mu? Avcı’nın gelinen bu noktada artıları eksileri neler?

Beşiktaş’ta ‘tek suçlu’ aramak yerine ‘sorun’ları belirlemek daha doğru tutum olacaktır. Abdullah Avcı, Milli Takım’da tecrübe ettiği ancak belli ki ‘unuttuğu’ bir süreçten geçiyor. Büyük takım baskısıyla kolay baş edilemez. Del Bosque bile dayanamadı benzeri duruma. Avcı’nın sorunu kanaatimce Burak, Caner, Gökhan benzeri bazı oyunculara gereğinden fazla anlam yüklemesi oldu. Sanıyorum ülke futbolunun kodlarını biliyor olmalarına güvendi ancak oyunda çok şey değişmişti ve onlar da oyunun gerisinde kalmıştı. Örneğin, ‘Caner bu kadar çok görevle donatılacak bir oyuncu mu?’ sorusu Beşiktaş’ın saha içi sorunları için fena olmayan bir başlangıç noktasıdır. Avcı’nın artısı ise sorumluluğu kimseye yıkmadan işin üstesinden gelmeye çalışması. Şu zor zamanlarda sorumluluğu paylaşacak ne bir yönetici, ne teknik ekipte yer alan ‘eski futbolcu’, ne de ‘takımdan sembol oyuncunun ortalıkta olmaması onun yalnızlığı konusunda çok şey anlatmalı...

"Hiç Takım Olamadılar!" 

2) Kadroya tek tek baktığınızda hepsi de kaliteli oyuncular... Fakat Liverpool’dan gelen kaleci Karius’tan Milli Takım’ın santrforu Burak Yılmaz’a kadar bütün takım (Atiba hariç) tel tel dökülüyor. Takımdaki sıkıntı size göne ne?

İlk sorudan devamla, ‘takım olma bilincini kaybetmiş’ demeyeceğim bunu hiç oluşturamamış oyuncu topluluğundan söz ediyoruz. Bunda elbette teknik ekibin payı büyük. Takımın tüm performansı Atiba’nın becereceklerine kalmışsa durum vahimdir. Bilinir futbol her bölgede en az bir uzman oyuncuyla yükselir. Beşiktaş en çok bunun sancılarını çekiyor. Birbirine denk düşmeyen futbolcu kimlikleri ve yaşları belli ki antrenman dengesini de bozuyor. Antrenmanlar ‘uzman’ varsayılan olgunlara ayarlanınca ‘gelecek beklentili’ gençlerin yükselmesi de mümkün olamıyor. Bunu saha içinde çıplak gözle görebiliyorsunuz.

"Yönetim Çıkıp Anlatmalı..."

3) Elbette bu isimler, yönetimin kadrosu ya da teknik heyeti değil. Üstelik kulübün mali tablosu da felaket... Tüm bunlara karşın Başkan Ahmet Nur Çebi ve Yönetim Kurulu’nun da mutlaka bir şeyler yapması gerekiyor. Sizce yönetimin harekât planı ne olmalı?

Öncelikle ortaya çıkmalı ve kulüpteki geçmiş olumsuz uygulamalarla ilgili berrak bilgiler verip taraftarda gelecek beklentisi yaratmalılar. İnsanlar bugünün hüsranına katlanabilmek için ‘gelecek iyi günleri’ düşlemek ister. İşler geçmişin benzer muğlaklığıyla sürdürülecekse protestolarn gitgide sertleşeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

"Taraftar Runje’yi Hatırlasın" 

4)Takım henüz ısınma hareketleri yaparken taraftar Karius’u ıslıklıyor. Bazı futbolcular için tribünlerin kredisi bitmiş durumda. Taraftarın duruşu ne olmalı?

Beşiktaş taraftarı orta geçmişte Vedran Runje’ye yaptıklarını hatırlasın yeter! Runje Beşiktaş’tan ayrılıp Fransa’ya döndüğünde ‘yılın kalecisi’ seçilmişti. Tribünün hırçın tutumu zaten kötü giden işleri iyice içinden çıkılmaz hale getirir. Ligden düşmemeye oynandığı sezonda Dortmund’un ‘sarı duvarı’ tribünü her daim tıklım tıklım doldurdu ve oradan bambaşka bir Jürgen Klopp hikayesi çıktı! Taraftarlık budur! Sorumluluk almak, ‘Yenilsen de yensende’ yi hayata geçirmektir...

"Bu Kadro Bu Lig İçin Yeter..."

5) Ve son soru elbette yine kadroyla ilgili... Ara transfer dönemi bitmeden bu kadrodan kimler yollanmalı ve şartlar elvermesi halinde kimler alınmalı?

Gitmek istemeyen gönderilmemeli ancak bazı oyuncuların kenara alınması da elzem gibi duruyor. Trabzonspor’un yükselişinde Burak Yılmaz ile Onur Kıvrak kararının önemli etkisi var. Öte yandan kimse de gelmemeli. Bu takım bu lige yeter. Düşük performanslardan Lens dahi kimi maçların gidişatına olumlu etki edebilir. Yeter ki, umudu ve eğlenceyi öne koyabilsin takım. Umut Nayir’in Caner ortasına vurduğu kafayla kazanılan 3 puanı hatırlasınlar. Beşiktaşlı oyuncuların Beşiktaş tribününe, Beşiktaş tribününün Beşiktaşlı oyunculara daha da yakınlaşması gerektiği zamanlar bunlar. Kazanırken herkes taraftar olur, iş bu zamanlarda her bireyiyle Beşiktaşlı olmanın sorumluluğunu üstlenebilmektir.

Fanatik

YorumlarHiç Yorum Yapılmamış.     'İLK YORUMU SEN YAP'

Adınız Soyadınız:

E-Postanız:

Yorumunuz:

4 + 2 = ?

 




En Son Haberler
AnketTümü
Yeni Sitemizi Beğendiniz mi?
 
haber yazılımı: buki