Her Bir Maç, Yeni Bir Heyecan Penceresini Açmakta;
Her ölen umutta yeni bir umut yeşermekte... İşte! Bu Trabzon maçı da onlardan... Yen, üçüncülük için avantaj sağla... Üçüncülüğe mi kaldınız demeyin... Tabii ki skandal bir konuda. Lakin içinde bulunduğumuz durum bunu icap etmekte... Bu da kısa yoldan Avrupa demek... Hadi bakalım rast gelsin...
Maç Trabzon'un kalabalık gelişleriyle başladı, Santos'un hücum hattını Cenk ve Semih'le işlemesi, onları Rashica ve Ghezzal'la beslemesi, 'Elimdekilerle en iyisini yapmaya çalıştım' cümlesinin sahaya yansımasıydı.
Taktik İşleyişte Bir Kıpırdanma Vardı Sanki Ama Bakalım!
Mesela 20. dakikaya geldiğimizde göze en çok çarpan rakip yarı sahada ki 4'lü sıkıştırmalardı... Bazen başarılı oldu bazen olamadı ama sisteme doğru bir geçiş var en azından... Ayağa pas yapıp adam eksilttiğimiz sürece karşı kale yakınlaşıyor... Ne zamanki kapanıp gol yememeyi düşünüyoruz sıkıntılar basıyor beni... Dakika 29'da Trabzon defansının Rashica'nın üzerine merdiven dayayıp üst kata çıktığı pozisyon var... Hakem öyle bir işve öyle bir edayla Trabzonlu topçuyu çağırdı ki dedik kesin atacak!!!!! Nasihat verdi iyi mi!!! Ghezzal'ın ağır top kayıplarını şaşkınlıkla izlediğimiz dakikalardayız... Bu dakikaya kadar ceza sahası çevresine gelmişliğimiz vardı ama kaleye şutumuz yoktu... ‑şte o sırada Kılıçsoy sahneye çıktı... Alın size şut dedi... Öyle böyle bir şut değil ha... Bildiğin bazuka!!! Adamın teki 7 koluyla uzandı ama nafi le...1-0
İkinci yarı başlarında orta sahayı kalabalık tutup öne doğru çıkmaya çalıştıkça Trabzon'un kaptığı her top bizim defansta denge sorunu yarattı... Üç ciddi atakları var 6 dakikada.... 50'den 60'a topu onlara verdik, Sonra Kılıçsoy dedi ki, "Size ayırdığımız sürenin sonuna geldik" verin hele topu.... Aldı.... Sırtında üç kişiyi taşıdı yolda 4 oldular... Beşinci kaleden çıktı ama ilk goldeki gibi nafi le sevdalar... 2-0
Semih Kılıçsoy Türk futboluna armağan olsun.... Golden sonraki özgüven patlaması ve ona bağlı rahatlama yaşayan Beşiktaş'ın topçularını 73'te Trezequet'nin boş kaleye atamadığı top uyandırdı... Silkelendik kendimize geldik valla... O psikolojik geri çekilme belli bir zaman diliminde eridi... Maç 0-0'mış gibi 4'lü, 5'li çıkışlarla defansı rahatlatıp karşı yarı sahada arz-ı endam ediyorduk ki zaman bitmiş saati 9 etmişiz.... Yani iyi adamların eve gitme saati.... Hadi bana eyvallah...
Akşam